Fazlaca sıradan insanların yer aldığı fazlaca sıradan bir hayatta, birazcık sıra dışı bir şeyler arıyor olmak hayalden başka bir şey değil. Bunun hayal olduğunu bilmek, aradığın şeyi hiçbir zaman bulamayacağını bilmek nasıl bir his? Ne yapmak gerek bu durumda? Pes mi etmeli? Sıradan bir mutluluğa razı mı gelmedi? Azla yetinmeli mi?
Çok fazla insan var, çok fazla düşünce var, çok fazla hayat var ama ne yazık ki hepsi birbirinin aynısı. Sanki herkes bir fotokopi makinesinden çıkmış gibi, hiçbir fark yok aralarında. Aynı düşünceler, aynı istekler, aynı sorular, aynı cevaplar, aynı konuşmalar, aynı bakışmalar, aynı maskeler... İnandırıcı geliyor mu bütün bunlar sahiden? Mutlu ediyor mu gerçekten? Ne zaman gözlerini açacak insan? Ne zaman görebilecek göremediklerini? Ne zaman fark edecek zavallılığını?
Bütün bunları fark ettikten sonra hala var olmayan o şeyi aramak rol yapmaktan daha çok mutlu ediyor. Yaşamak için yaşamamalı insan, yaşamak istediği için yaşamalı. Aramalı, çabalamalı...
Ya vardır bir şey hayatında ya da yoktur. Ya olmalıdır ya da olmamalıdır. Olmamasına katlanılabilir ama 'birazcık' var olmasına katlanılamaz. Varmış gibi görünmesine dayanılamaz. Mış mışlar tatmin etmez belli bir seviyeden sonra. Bir kez açıldıysa gözün kapatamazsın tekrar.
Bir üst insan ya da bir alt insan... Hangisi olmak isterdin?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder