İÇ DÖKÜŞ - 7

Bir piton gibi hissediyorum kendimi. Bana özel yapılmış bir camekânın içine sıkıştırılmış bir piton gibi. Bir hayvanat bahçesinde gibiyim. Etrafımda çeşit çeşit ‘hayvanlar’ var. Hepsi birbirinden farklı. Hepsinin cinsi farklı, tarzı farklı, avına ulaşma yöntemleri farklı ama ne fark eder ki? Nihayetinde hepsi hayvan. Onların arasında kala kala, onları göre göre onlara benzemeye başladım. Artık her şey normal geliyor. O kadar çok normalleştirdik ki…

ALIŞVERİŞ - KOZMETİK 4

Günaydıınn... Yepyeni bir haftaya yepyeni bir yazı ile başlamak istedim. Nasılsınız?

Umarım hepimiz için musmutlu, huphuzurlu, sorunsuz bir hafta olur. :)

Malum yılbaşı yaklaşıyor ve her yerde ciddi indirimler var. Bu indirimlerden birini de hepimizin çok sevdiği gratis mağazası gerçekleştirdi.

Aslında bu indirimden hiçbir şey almayacaktım. Maddi açıdan biraz fazla açılınca kemerleri sıkmak gerekti. :)

İÇ DÖKÜŞ - 6

Değerler…  Değerler… Değerler… Kime göre değerler? Neye göre değerler?

Hiç durup düşündün mü acaba neyi savunuyorsun sen? Bu hayatta ki vazgeçilmezin ne? Ama en önemlisi neden? Neden diye bir sordun mu kendine hiç?

    Seviyor musun ? Kimi? Neyini?

    Savunuyor musun? Neyi? Neden?

    Vazgeçemiyor musun? Neyden?

     Vazgeçmek zor mu gerçekten? Bu neyden vazgeçmek istediğine göre değişir. Bazen kolay olmalı vazgeçmek bir çırpıda vazgeçebilmelisin. İçini kanatsa da, seni yaralasa da vazgeçmelisin. Bazen de yapmamalısın, bırakmamalısın. Seni dipsiz kuyulara itse de vazgeçmemelisin. Sarılmalısın sıkıdan sıkıya. Onsuz olmaz, olmamalı diyebilmelisin. Nefes almak gibi olmalı senin için, nefes gibi ona ihtiyacın olmalı, nefes gibi içine çekip çekip doymamalısın.

     Peki ya şimdi neyden vazgeçip neye sarılacaksın? Neyi bir kenara itip neyi herkese rağmen bağrına basacaksın. Bazı şeyler vardır olmazsa da olur ya hani, belki bir aşktır bu…

     Ne deli sevdalar gördüm günün birinde biten. 5 gün 5 ay acısını çekersin ama inan 6. Ay unutursun. Unutacaksın. Çünkü sen insansın. Senin annen ölmedi mi? Canından çok sevdiğin kardeşin, kocan, sevgilin, nişanlın, dostun, hiç baban ölmedi mi? Sonra ne oldu? Unuttun ya.. İşte bu da aynen böyle bir şey. Unutursun günün birinde güven bana.

    Vazgeçilmez kadın yada erkek yoktur bu hayatta. Mükemmel aşk, sonsuz sevgi yoktur. Alışkanlık  vardır. Birine ait olma isteği vardır. Ama bir yandan da insanların değerleri vardır. Bu güne kadar gördüğün, okuduğun şeylerdir, belki  geleneklerindir. Belki de bambaşka sadece sana ait olan değerlerin vardır. Başkalarının kınadığı doğruların vardır.

     Dik dur. Korkma kimseden. Göğsünü ger ve 'bu benim yaşamım' de, ‘bu benim vazgeçilmezim. Bana ne diretirseniz diretin bu benim diyebilmelisin. Çevrenin ne dediğine bakma, toplumun sana direttiği doğrulara aldanma. Sen kendi doğrunu yaşa. Korkmadan, çekinmeden kimseden 'ben buyum'diyebil. Önüne türlü türlü engeller çıkacak ama vazgeçme. Daha fazla sarıl. Daha çok inan. Ne yaparsan yap. Ama sen sen ol. Başkalarının istediği o ucube olma. Sen sen ol. Kendi doğrularıyla yaşayabilen, kendini taşıyabilen, korkmayan sen ol.

İÇ DÖKÜŞ - 5

Merhaba, internette blog dışında daha doğrusu bu bloga yazmaya başlamadan önce birçok farklı platformda yazılar yazdım. Günlüğüm olarak görüyorum ben onları ama fark ettim ki artık sadece bloguma yazı yazıyorum. Hal böyle olunca daha önce paylaşmış olduğum yazıları bu blogta toparlamak istedim. Ara ara onları burada paylaşacağım. Bu da onlardan biri...

GÜZ OKUMA ŞENLİĞİ BİTERKEN....

İyi pazarlaarr. İlk kez katıldığım okuma şenliği olan güz okuma şenliği de bitti. Bana biraz erken bitmiş gibi geldi ama yapacak bir şey yok. :) Yanılmıyorsam 2 tane okuyamadığım kitap kaldı. :( Canım sağ olsun.

Şimdi sıra geldi neler okumuşum, kaç puanı hak etmişim onu incelemeye. :)

1. Kategori (10 puan): İsminde sonbahar mevsimini çağrıştıran bir kelime geçen veya olayların güzün geçtiği bir kitap. 

Sarah JIO - Yağmur Sonrası

Arkadya Yayınları / 347 Sayfa

Yazısı burada

OKUDUKLARIM - 23 (DENİZİN ALTINDAKİ ADA)

Yine koskocaman bir haftanın çoğunu bitirdik. Saatler, günler, haftalar birbirini kovalıyor. Zaman nasıl bu kadar hızlı geçiyor şaşıp kalıyorum bazen. Umarım geçen bu günler sizleri çok çok mutlu ediyordur.

Neyse efendim, gelelim bugünkü yazımızın konusuna. En son bitirdiğim taptaze bir kitaptan bahsedelim mi bugün? Denizin Altındaki Ada...

ÇEYİZ ALIŞVERİŞİ - 5

Son zamanlarda çeyiz alışverişi yazılarıma fazla ağırlık verdim gibi. Umarım bu durumla sizi sıkmıyorumdur. Aldığım şeyleri sizlerle paylaşmak ve karşılığında yorumlarınızı okumak inanın çok hoşuma gidiyor ve benim için son derece yararlı oluyor. 

ÇEYİZ ALIŞVERİŞİ - 4

Her dışarıya çıktığımda gözüme iliştirdiğim birkaç çeyizlik eşya almak alışkanlık oldu bende. :)

Yeni yeni bir şeyler aldıkça da sizlerle paylaşıp sizlerin de fikirlerini almak beni çok mutlu ediyor. :)

OKUDUKLARIM - 22 (KİMLİKSİZ)

Geçtiğimiz haftaiçi okuyup bitirdiğim Kimliksiz isimli kitaptan bahsedelim bugün istedim. 

Bu kitabı sevip sevmemek arasında çok gidip geldim ve hala emin değilim. Nedenlerini birazdan anlatacağım size. 

Elimden geldiğince spoiler vermeden anlatmaya çalışacağım. Kitap yorumları okurken en nefret ettiğim şeydir çünkü bu tip bir yorumla karşılaşmak, şimdi aynı şeyi ben yapmak istemem. :)

Ama bu kitapta bahsetmek istediğim öyle bir nokta var ki spoiler vermeden nasıl olacak, becerebilecek miyim emin değilim. :) O zaman başlayalım...

KULLANIYORUM - 8 (HanBang Mein-Nar maskesi)

Merhaba, geçtiğimiz günlerde gratis ten 2,50 TL gibi bir fiyata almış olduğum kağıt maskeyi sonunda kullanmaya fırsat buldum ve sizlerle de yorumlarımı paylaşayım istedim.

Yorumlarıma başlamadan önce küçük bir hatırlatma, yine aynı markanın bir ürünü olan ilk kağıt maske deneyimimi şurada bulabilirsiniz.

Yine HBMİC'in bir maskesi, nar maskesi kendisi. Cildi parlak ve mükemmel bir hale getirdiğini, kuru cildin kolajen ve nemi hapsetmesine yardımcı olduğunu iddia ediyor. 

ALIŞVERİŞ - KOZMETİK 3

Günaydınn, günaydın, günaydın :) Kendimi sabah programlarındaki sunucular gibi hissettim bir an :) Nasılsınız bakalım, keyifler yerinde mi?

Hafta sonu çeyiz alışverişi yaptım biliyorsunuz, çeyiz alışverişinden fırsat bulduğum anda da kendime de bir şeyler almaktan geri kalmadım. 

Neler almışım hemen birlikte bakalım isterseniz Gratis mağazasından siyah göz kalemi almak için girdim ve bu cicilerle dışarı çıktım. :) Ama hepsi ihtiyaçtandı gerçekten. :)

OKUDUKLARIM - 21 (AZ)

Yepyeni bir haftaya yepyeni bir yazıyla başlamak istedim.

Su gibi okuyup bitirdiğim bir kitap. Hakan Günday - Az

Hakan Günday ile tanışmam Kinyas ve Kayra kitabıyla oldu. Ve hala en sevdiğim kitaplarından biridir Kinyas ve Kayra.

Geçtiğimiz hafta başladım Az'ı okumaya ve elimden düşüremedim. 

Kitap hakkındaki genel bilgilerle başlayalım.

ÇEYİZ ALIŞVERİŞİ - 3

Mutlu akşamlar. Bir haftasonunu daha bitirmek üzereyiz :) Dünü tamamen kendime ve dinlenmeye ayırmıştım. Bugünü de anneme ayırdım. Birlikte dışarı çıktık ve annemle her dışarı çıkışımda olduğu gibi yine kendime 'çeyizlik' bir şeyler almış halde buldum kendimi. :) Ama hepsini çok severek çok beğenerek aldım. Hatırladıklarımın fiyatlarını da yazacağım. Bakalım sizler beğenecek misiniz?

GÜZ OKUMA ŞENLİĞİ - 2. AYDAN SESLENİYORUM :)

İyi akşamlar. Yoğunluktan ancak yazmaya fırsat bulabildim. Karışınızda okuma şenliğinin 2. ay raporu :)

Sanırım bu ay geçen aya göre daha verimliydi :) Bakalım neler okumuşum...

1. Kategori (10 puan): İsminde sonbahar mevsimini çağrıştıran bir kelime geçen veya olayların güzün geçtiği bir kitap. 

Sarah JIO - Yağmur Sonrası

Arkadya Yayınları / 347 Sayfa

Yazısı burada

OKUDUKLARIM - 20 (İKİ KERE İKİMSİN)

Yeni bir haftaya yepyeni bir yazıyla başlayalım. Nasıl başlarsak öyle gidermiş. :)

Güz okuma şenliği için okuduğum kitaplardan birinin daha yorumu gelecek az sonra, Nursel CALAP-İki Kere İkimsin.

Yorumlara geçmeden önce birazcık okuma şenliğinden bahsetmek istiyorum. Bildiğiniz gibi ilk kez katıldım okuma şenliğine ancak o kadar pişman oldum ki neden daha önce katılmamışım diye. Oldukça eğlenceli ve verimli geçiyor benim açımdan. İkinci ay raporlarından anladığım kadarıyla oldukça verimli kitap okuyanlar var, ben biraz sönük kalacağım yanlarında ama olsun çok keyifli oluyor. İnşallah yakın zamanda 2. ay okuduklarımı da yazacağım. Neyse efendim şimdi gelelim kitabımıza. :)

KULLANIYORUM - 7 (ANDREA CANLANDIRICI MASKE - HBMİC KAĞIT MASKE)

Bir haftayı daha bitirmeye az kaldı. Zaman ne hızlı geçiyor di mi? Günler, haftalar birbirini kovalıyor. Zamanın hem hiç geçmiyormuş gibi gelmesi hem de bu denli hızlı geçmesi ne tuhaf...

Madem hiçbir şeye garantimiz yok, o zaman bu günlerimizi iyi değerlendirmek lazım. 

Neyse efendim. Bugün son zamanlarda kullandığım iki maskeden bahsedeceğim. Gratis mağazalarından aldığım Andrea Salatalık Özlü Canlandırıcı Maske ve HBMİC Kağıt Maske.

OKUDUKLARIM - 19 (AŞK VE GURUR)

Merhaba :) Dün 6-7 aydır Emniyet Müdürlüğüne başvurup alınmayı bekleyen ehliyetimi çıkarttım. Evet, sonunda ehliyetimi çıkarttım :) Şimdi sıra araba almakta sanırım ve bu da pek yakın zamanda olamayacak gibi duruyor ama olsun. :)

Ehliyetimi aldıktan sonra eve dönüş yolunda bir yere oturup bir kahve içip biraz da kitap okuyabilirim diye düşündüm ve güzel bir türk kahvesi eşliğinde kitabımı bitirdim. Taze taze de sizlere yorumunu yapayım istedim.

İÇ DÖKÜŞ - 4

Merhabalar efendim. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Bugün biraz içimi dökmek, sizlere danışmak istedim. 

OKUDUKLARIM - 18 (KİTAB-I AŞK)

Günaydın :) Bugün ne yazık ki bana hala aydın olamadı. Dün gece fazlaca uykusuz kalmanın etkisiyle hala tam olarak kendime gelmiş sayılmam ama tabii ki bu demek değil ki bloguma bir şeyler yazmayacağım :)

Bugün blogu açınca ilk dikkatimi çeken şey takipçi sayım oldu. Ne zaman olmuş bilmiyorum ama tam 100 kişi olmuşuz :) Nasıl sevindim buna anlatamam, hepiniz iyi ki varsınız. Her zaman bir şeyler yazardım ben ama şimdi yazdıklarımı sizlerin okuduğunu bilmek daha da anlam katıyor buna. Tekrar ve tekrar teşekkür ederim...

Gelelim bugün hakkında konuşacağımız kitabımıza...

OKUDUKLARIM - 17 (ATATÜRK'ÜN AŞKI LATİFE)

Yeni bir haftadan taptaze bir günaydın sizlere. Güz okuma şenliği ile birlikte elimdeki kitaplar da bir bir bitiyor. İyi ki katılmışım şenliğe, okumayı pekiştiriyor, hızlandırıyor. Bugünkü kitabımızın  Fatih BAYHAN'ın kaleme aldığı Atatürk'ün Aşkı Latife...

İZLEDİKLERİM - 4 (PRESTİJ)

Günlerden pazar olunca size en sevdiğim filmlerden birinden bahsetmek istedim. Belki aranızda pazar günün evde film izlemek isteyerek geçirmek isteyen ve güzel bir film arayışında olanlar vardır. :)

Filmin adı     : The Prestige (Prestij)

Yönetmen     : Chirstopher Nolan

Chirtopher Priest in romanından uyarlanan bir film.

MİM - 5 (HAYALİMDEKİ KÜTÜPHANE)

Pazar günü tembelliğiyle yaklaşık yarım saat önce ve kendimi bloga attım. Okuyamadığım biriktirdiğim tüm yazıları okudum. :)

Haftaiçi sevgili Kitap Keyfim mimlemişti beni ve onu yapmaya karar verdim. Çok hoşuma giden bir mim oldu ve heyecanla yapmaya başlıyorum. 

Ev hayallerimin içinde beni en heyecanlandıran yer kütüphanedir. Evin bir odasını kesinlikle hobi odası gibi ayırmak isterim. Bu odada kocaman bir kitaplığım, rahat bir şekilde kitap okuyabileceğim berjer koltuk, iki berjerin arasında bir adet komidin, bir çalışma masası olmalı.

KULLANIYORUM - 6 (NİVEA CANLANDIRICI TONİK VE CANLANDIRICI YÜZ TEMİZLEME KÖPÜĞÜ)

Merhaba, nasılsınız bakalım? Keyifler yerinde mi? :)

Gratisten aldığım Nivea markasına ait canlandırıcı tonik ve yüz temizleme köpüğünü bir süredir kullanıyorum ve bugün sizlerle yorumlarımı paylaşmak istedim.

Yüz temizleme köpüğünden başlayalım. Benim aldığım ürün normal ve karma ciltler için uygun olan canlandırıcı köpüktü. Pompalı bir ürün. Sıvı halde gözükse de sıktığınızda köpürüyor ve direkt olarak yüzünüze uygulayabiliyorsunuz. Bu bakımdan ürünün formunu sevdim. Kokusunu da beğendim. Ancak tam anlamıyla bir temizlik sağlamıyor ne yazık ki. Köpüğü kullandıktan sonra tonik kullandım yüzüme ve her defasında pamuğa bir miktar makyaj kalıntısı geldi. Bu bakımdan temizleme konusunda çok iyi değil ne yazık ki.

OKUDUKLARIM - 16 (HAYVAN ÇİFTLİĞİ)

Günaydınlar efendim. Umarım apaydın bir gününüz olmuştur. Umarım bütün gününüz böyle güzel devam eder.

En sevdiğim yazılar kitap yorumları, sanırım artık herkes biliyor bunu. Seviyorum kitap yorumlarını çünkü sevdiğim bir kitabı başka birilerine önermek, onların da okuyup sevmesi beni çok mutlu ediyor. 

Aynı şekilde başkalarının yorumlarını okumakta çok hoşuma gidiyor.

Neyse efendim gelelim bugünkü kitabımıza.

George Orwell imzalı 1945 yılında yayınlanan Hayvan Çiftliği. Bende ki kitabın 2. baskısı. Kitabın türünü tam olarak bilemiyorum aslında. Biraz fabl tarzında bir kitap biraz da hiciv. Bolca siyasi eleştirilerin bulunduğu bir kitap. Ama sakın tamamen siyasi bir kitap olduğunu düşünüp okumamazlık etmeyin, kesinlikle yanılırsınız. O kadar ustaca anlatılıyor ki kitapta bazı şeyler hayran kalmamak, etkilenmemek mümkün değil.

Ben okurken çok etkilendim. Öyle güzel anlatmış ki yazar, diyecek fazla bir söz yok aslında. Mutlaka ama mutlaka okumanızı öneririm.

Hiç çekinmeden diyebilirim ki, bu kitap bir başyapıt...


"Dört ayak iyidir, iki ayak kötüdür.
 Dört ayak iyidir, iki ayak daha iyidir"

Acaba? Ne dersiniz?

OKUDUKLARIM - 15 (YAĞMUR SONRASI)

Günaydın, nasılsınız? Ben bugüne çok zinde ve neşeli başladım, haftanın son günü olmasından kaynaklanıyor olabilir bu durum. :)

Ben kendime her ay için bir bütçe ayırdım, kitaplar için harcayabileceğim bir bütçe. Bu ay olan son kitap alışverişimi de Nadir Kitaptan yaptım. Bu siteyi bilen, alışveriş yapan var mı bilmiyorum ama ben çok seviyorum. Genellikle internet üzerinden kitap almayı sevmem ama Nadir Kitap gerçekten güzel bir site. Aldığım çoğu kitabın eski olması, basım tarihi eski olmasına özen gösteriyorum. Seviyorum eski kitapları okumayı.

Sarah Jio'nun Yağmur Sonrası isimli kitabıyla başladım okumaya. Şimdi birazcık Sarah Jio'dan ve Yağmur Sonrasından bahsedelim.

MİM - 4

Haftaiçine denk gelen her tatil sonrasında olduğu gibi kendimi pazartesi gününü yaşıyor gibi hissediyorum. Karışık bir ruh hali içindeyim. :) Umarım sizler iyisinizdir.

Daha önce de söylemiştim çok seviyorum mimleri okumayı ve yapmayı. Dün sevgili deep tone un yaptığı bir mimi okumuştum ve mimi çok yaratıcı buldum. Okurken çok eğlenmiştim. Altına yazdığım yorumu gören Kafa Dergi de beni de mimlemiş, çok teşekkür ederim kendisine. :) Büyük bir hevesle mime başlıyorum çünkü çok orijinal bir mim yapmış kafa dergi, oldukça eğlenceli :)

OKUDUKLARIM - 14 (KARA CADI)

Herkese mutlu akşamlar. Nora Roberts imzalı Epsilon yayınlarından çıkan Kara Cadı isimli kitabı taze taze bitirdim ve hemen blogta yazısını yazmak istedim. :)

Fantastik filmler izlemeyi çok severim ben. En sevdiğim film kategorilerinden biridir fantastik filmler aynı şekilde bu tarzdaki kitapları da severim ancak çok fazla okumadığımı fark ettim. Nedendir bilmiyorum ama bu tarz kitapların kitaplığımda çok yer kaplamadığını fark ettim. 

Kara Cadı'yı yanlış hatırlamıyorsam 2 ya da 3 günde bitirdim. Son derece akıcı bir dili var, okumayı kolaylaştırıyor. Okuyucuyu yormuyorum.

GÜZ OKUMA ŞENLİĞİ - 1. AYDAN SESLENİYORUM :)

 İlk kez katıldığım okuma şenliğinde bakalım ilk ay neler yapmışım :) 

2. Kategori (10 puan): Sadece tek bir kitabını okuduğunuz ve sevdiğiniz bir yazardan bir kitap.

Alper CANİGÜZ - Oğullar ve Rencide Ruhlar

İletişim Yayınları / 204 sayfa

4. Kategori (10 puan): Adında bir meslek geçen bir kitap.

Gray SMALL - Bir Psikiyatristin Gizli Defteri

NTV Yayınları / 328 Sayfa

Yazısı da tam olarak burada

OKUDUKLARIM - 13 (OĞUZ ATAY - TUTUNAMAYANLAR)

Günaydınlar efendim. Bir başyapıt olduğunu düşündüğüm Oğuz Atay'ın Tutunamayanlarından bahsedelim biraz istedim. Oğuz Atay'ın ilk romanı. Bazı yazarların ilk kitaplarını okuyunca ve pek iyi bulmayınca şöyle bir yorum yapıyorum 'yazarın ilk romanı için fena değil' ancak Oğuz Atay'ın ilk romanını düşününce farklı duygular içine giriyorum. Neyse konudan sapmayalım. :)

SON ZAMANLARDA - 3

Son zamanlarda neler yaptım sizlerle paylaşmak istedim bugün. :) Bir yerlerde birilerinin yazdıklarımı okuyor olması, iyi/kötü yorum yapıyor olması, sorularıma cevap verip iyi dileklerde bulunuyor olması çok hoşuma gidiyor. Eminim ki sizin için de bu böyledir. O yüzden önce hepinize çok teşekkür ediyorum. :)

İZLEDİKLERİM - 3 (MEMENTO )

Günlerden pazar olunca, evde oturup film keyfi yapmakta pek güzel oluyor. İzleyiciyi şaşırtan, sonunda uzun uzun düşündüren filmleri seviyorsanız mutlaka izlemelisiniz memento filmini. Türkçeye Akıl Defteri olarak çevrilen şahane bir film. 2000 yapımı Christopher Nolan'ın yönettiği psikolojik gerilim türünde bir film kendisi.

OKUDUKLARIM - 12 (BİR PSİKİYATRİSTİN GİZLİ DEFTERİ)

Benim 'çıtır kitap' diye tabir ettiğim kitaplardan birinden bahsedeceğim bugün. Bir Psikiyatristin Gizli Defteri. Çıtır dediysem hemen kötü bir yorum yaptım sanmayın. :) Bazı kitaplar insanı düşünmeye sevk eder, düşündükçe de yorulur insan. Bu tür kitapların arasına sıkıştırdığım daha hafif kitaplara çıtır diyorum ben. :)

KULLANIYORUM - 5 (LOREAL PARİS MAKYAJ TEMİZLEYİCİSİ)

Merhaba, umarım hepinizin aydın bir günü olmuştur. Huzurlu, sakin bir gün diliyorum. Dertler, sıkıntılar hepimizden uzak dursun inşallah.

Bir kullanıyorum yazısı ile daha karşınızdayım.Diğer kullanıyorum yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.

MİM - 3

Merhaba, Kitap Keyfim blogunun pek şirin sahibesi mimlemiş beni dün. :) Bekletmeden hemen yapayım dedim.

Mimleri seviyorum. Okumayı da seviyorum, yapmayı da. İlkokulda iken anket defterleri olurdu, arkadaşlarımıza yaptırırdık. Onları da çok severdim zaten, şimdi nereden aklıma geldiyse. :)

Mime geçelim efendim; 

KULLANIYORUM - 4 (BALM JOVİ PALETİ)

Yepyeni bir haftadan herkese merhaba. Haftaya ben gibi çalışarak başlayan herkese kolaylıklar diliyorum. Sorunsuz, sıkıntısız bir hafta olsun inşallah.

MİM - 2 (20 GERÇEK)

Merhabalar.. Sevgili Tuhaf Şeyler Dükkanı beni mimlemiş, kendisine teşekkür ediyorum. :) Hakkımdaki 20 gerçeği yazmam gerekiyormuş. 20 biraz fazla gibi geldi ama çare yok yazmaya başlayacağız :) Umarım hakkımda 20 tane gerçek bulabilirim. :)) 

SON ZAMANLARDA - 2

Bayram tatilini geride bırakmanın burukluğu içerisinde yine işe başladım. :( Bol dinlenmeli bir bayram geçirdim, ailemden uzakta olmanın burukluğu da vardı ama olsun ne yapalım.

Sizler nasılsınız? Umarım çok güzel bir bayram olmuştur hepiniz için. :)

MUTLU BAYRAMLARR

Bugün bayramın ikinci günü. Herkese mutlu, huzurlu, sağlıklı bir bayram diliyorum. Umarım tüm sevdikleriniz yanınızdadır, umarım çok mutlusunuzdur. Ne yazık ki bu bayram ailemden birazcık uzağım ben :( O yüzden pek bir buruk geçiyor bayramım, aslında fazla da bayram varmış gibi hissetmiyorum. Olsun, ne yapalım bu bayram da böyle olsun.

Umarım hayvanlara eziyet edilmeden geçirilen bir bayram olur. İbadet haktır tabii ki ancak ibadet yapacağım derken hayvanlara eziyet edilmiyordur umarım. 

GÜZ OKUMA ŞENLİĞİ / 2014 - KİTAP LİSTEM

 

Merhabaa. Bir süredir okuma şenliklerini takip ediyordum ama şu ana kadar katılmaya hiç cesaret edememiştim. Çokta iddialı değilim zaten maksat okumak olsun işte :) Liste hazırlamak sandığımdan da zormuş ama oldukça eğlenceliydi. Bakalım ne kadarını okuyabileceğim. :) İşte benim listeem; 

OKUDUKLARIM - 11

Merhabaaaa :) Bayram tatiline azıcık bir zaman kaldı sonunda :) Bir an önce tatil gelsin de evimde bol bol kitap okuyayım. :)

Her türlü kitabı okurum ben, kitap ayrımı yapmam kesinlikle. Her zaman söylerim, her kitaptan öğrenilecek bir şeyler mutlaka vardır.

Sadece tek bir istisnam var. O da kişisel gelişim kitapları. Oldum olası sevmemişimdir bu tür kitapları, mümkün olduğunca da okumuyorum zaten. Ancak bir yerlerden birileri hediye etmişse okurum onun dışında kendim almam.

Yine bir yerlerden elime geçmiş bir kitaptan bahsedeceğim bugün. Ahmet Şerif İZGÖREN - Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır

ALIŞVERİŞ - KOZMETİK 2

Güzel bir pazartesi, güzel bir gün, güzel bir hafta diliyorum hepinize, kendime de :) İzmir'de haftasonu çok karışık bir hava vardı, biraz iç bunaltıcı bir havaydı ama olsun. Tam bir evde oturma havasıydı. Kahve eşliğinde kitap, patlamış mısır eşliğinde film havasıydı. :))

Neyse lafı fazla uzatmadan hemen hafta sonu yapmış olduğum alışverişe geçiyorum :))

ÇEYİZ ALIŞVERİŞİ 2 - KAHVALTI TAKIMI

Güzel bir hafta geçirmemiz dileğiyle merhaba diyorum hepinize? Hafta sonunuz umarım iyi geçmiştir. Yazın son demlerini yaşadığımız bu günlerde küçük bir kaçamak yaptık biz, çokta eğlendim.

Bugün yine çeyiz kafasındayım ve yine kararsızlıklar içindeyim. :) Artık bilen biliyordur benim ne denli kararsız bir insan olduğumu. Özellikle çeyiz alışverişinde bu kararsızlık beni oldukça yoruyor.

Kendime kahvaltı karacadan kahvaltı takımı aldım. 

KULLANIYORUM - 3 YÜZ MASKESİ

Merhabalar, herkese hayırlı cumalar diliyorum. Dualarınızda beni de unutmayın lütfen :) Bir haftayı daha bitirmenin sevinci ile bir yazı yazmak istedim bugün. :)

Bildiğiniz gibi son zamanlarda yüz maskelerine takmış durumdayım. Ben böyle dönem dönem bir şeylere takıyorum, sonra sıkılıyorum :) Bir diğer maskeler ile ilgili yazım için şöyle buyrun efendim. :) 

KULLANIYORUM - 2 (YÜZ MASKELERİ)

Yepyeni bir haftadan herkese merhaba. Bu hafta benim için çok güzel başladı. Yorucu bir haftasonuydu aslında ama güne oldukça mutlu başladım. Umarım ağzımızın tadı hiç bozulmaz :)

Ben son zamanlarda yüz maskelerine takmış bir durumdayım. En son kullandığım 2 üründen bahsedeceğim sadece şu an. 

OKUDUKLARIM - 10

Bir haftayı daha ortalamış olmanın haklı sevinci ile hepinize aydın bir gün diliyorum. :) Okumayı en sevdiğim yazılar kitap yazıları, yazmayı en sevdiğim yazılar kitap yazıları. Ancak bir kitap hakkındaki yorumumu yazarken, kitap hakkında detaya girmemeye özen gösteriyorum. Kitap hakkında gereğinden fazla bilgi verince sanki okuyacak kişi için tüm büyüsü bozulacakmış gibi hissediyorum. Ben kitap yorumu okurken de buna dikkat ediyorum, eğer fazlaca kitabın içeriğinden bahsediliyorsa hemen kapatıyorum.

En taze bitirdiğim kitaptan bahsedeceğim bugün. Emrah SERBES - Deliduman

YARDIM KAMPANYASI

Hayırlı cumalar herkese. Bir haftayı daha bitirmek üzereyiz. İyisiyle, kötüsüyle, hüznüyle, sevinciyle bir hafta daha bitmek üzere. :) 

Bugün bir yardım kampanyasından bahsedeceğim size. Malum okulların açılmasına çok az bir zaman kaldı. Belki bizlerin çocukları, kardeşleri heyecanla hazırlıklarını tamamladı ancak henüz buna fırsatı olmayan miniklerin olduğunu unutmamak gerek. 

Siverek / Şanlıurfa'da bir okul var, Kapıkaya İlk-Ortaokulu... 483 tane öğrencisi var bu okulun. 

Anasınıfı: 36
1.sınıf: 54
2.sınıf: 49
3. sınıf: 52
4.sınıf: 51
5.sınıf: 62
6.sınıf: 60
7.sınıf : 67
8.sınıf: 52  olmak üzere...

Ve bazı ihtiyaçları varmış oradaki kardeşlerimizin. Okulun acil ihtiyaçları;

1- Yazici 
2- Kırtasiye malzemesi (yaş grubuna uygun kitap, defter, kalem, silgi vs vs)
3- A4 kağıdı
4- Elektrikli ısıtıcı (ufo)
5- Anasınıfı için eğitici oyuncak
6- Spor malzemesi (futbol,basketbol,voleybol topları)
7- Genel temizlik malzemeleri 
8- Kışlık mont, bot ve kıyafet

İzmir' yaşayan ve 'benim de elimden bu geliyor' deyip bir kalem dahi vermek isteyen olursa hem ben hem de oradaki çocuklar minnetkâr kalacaktır... Ya da sadece sayfanızda bunu paylaşarak daha çok insana yayılmasını sağlayabilirsiniz...

Şimdiden çok çok teşekkür ederim. Bu yazının altına yorum yazarak bana ulaşabilirsiniz. 

Sevgiyle kalın...

Bu arada ufak bir not; fotoğraf bana ait değil ya da Şanlıurfa'daki okula ait değil, internetten bulduğum bir fotoğraf. :)

MİM - 1 (HANGİSİNİ SEÇERDİN)

Merhabaaa... Yeni blog yazmaya başlayan biri olarak dün ilk kez mimlendim ve çok mutluyum :) Zaten çocukken de anket doldurmayı çok severdim nedense onu anımsatıyor mimler bana :) Kitapları seven, pek bir şirin olan Öz'ün Kitap Tutkusu mimlemiş beni dün, hemen cevaplıyorum bende :)

İÇ DÖKÜŞ - 3

Her geçen gün yeni bir şeyler fark ediyor insan hayatta ve her geçen gün bir şeylerden vazgeçiyor. Elde kalanlar mı daha değerli yoksa uçup gidenler mi sanırım hiçbir zaman emin olamayacağız. Bazen bile bile elinin tersiyle onu mutlu edecek şeyleri iter ya insan, anlamam hiç nedendir bu. Ahmaklık mı? Düşüncesizlik mi? Fevrilik mi? İnan hiç bilemiyorum ama ben zaman zaman yapıyorum bunu. Sonrasında üzülüyorum ancak gurur denen şeyden bol miktarda var sanırım bende. Meziyet olarak bahsetmiyorum bundan kötü bir şey olduğunun farkındayım. En kötü özelliklerimden biri de sanırım öfkeyle kalkıp zararla oturmam. Evet, zaman zaman yapıyorum bunu. Ama kimse mükemmel değil di mi? Kimsenin mükemmel olamamasını anlarım ama mükemmel olmadığı halde mükemmel gibi davranan insanları oldum olalı anlamamışımdır, anlayamam. Neden herkes mükemmel olmanın peşinde? Bu kadar zor mu mükemmel değilim ben demek? Bunu hiç değilse kendi kendine kabullenmek. Kimseyi kandırmaya gerek yok ama en acısı da insanın kendisini kandırması. Olmasını istediği bir hayata inandırıyor insan kendini, sonra da inandığı bu hayatta yaşadığını sanıyor ve gün geliyor gerçekler yüzüne çarpınca inanılmaz bir boşlukta hissediyor kendini. Ne kadar da meyilliyiz kendimizi kandırmaya. 

OKUDUKLARIM - 9

Yine sıcak bir İzmir gününden herkese selamlar. Yeni bir haftaya daha başladık, az sendromlu bol şanslı bir hafta geçirelim inşallah. :)

Bilenler bilir kitaplar benim için bir tutkudur ve okumak da asla vazgeçemediğim en sevdiğim ve en güzel alışkanlığımdır. Bugün de birkaç kitaptan bahsedeceğim sizlere. 

Son zamanlarda ünü oldukça artan, üst üste kitaplar yazan, televizyon programlarına katılan Uğur KOŞAR'ın birkaç kitabından bahsedeceğim. İlk okuduğum kitabı Allah De Ötesini Bırak idi, sonra 2 kitabını daha okudum. Uğur KOŞAR'ın ciddi fanları olduğunu da biliyorum, görseler bu yazıyı eminim bana çok kızarlardı ama şahsi fikrim kitap ve yazar hakkında hiç olumlu değil. 

İÇ DÖKÜŞ - 2

''Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. 
Işığı gördüm, korktum. 
Ağladım. 
Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim. 
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi. 
Ağladım.

Yaşamayı öğrendim. 
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu; 
aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim.
 
Zamanı öğrendim. 
Yarıştım onunla... 

Zamanla yarışılmayacağını, zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim... 

İnsanı öğrendim. 
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu... 
Sonra da her insanin içinde iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.
Sevmeyi öğrendim. 
Sonra güvenmeyi... 
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim. 
İnsan tenini öğrendim
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu.. . 
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim. 
Evreni öğrendim. 
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim.
Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini. 
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim. 
Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana... 
Gitmeyi öğrendim. 
Sonra dayanamayıp dönmeyi... 
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...
Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta... 
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım. 
Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine vardım.
Düşünmeyi öğrendim. 
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim. 
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim.
Namusun önemini öğrendim evde... 
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu; 
gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunu öğrendim. 
Gerçeği öğrendim bir gün... 
Ve gerçeğin acı olduğunu... 
“lezzet” kattığını öğrendim.
Her canlının ölümü tadacağını, ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim''

İnternette bir yerde okumuştum bu yazıyı bir süre önce. Nerede okuduğumu, kimin yazdığını hiç hatırlayamıyorum ama çok beğenip bilgisayara kaydetmişim. Bugün rastgeldim ve sizlerle paylaşmak istedim. Umarım beğenirsiniz, umarım size hitap eden bir yerleri vardır.

Çok mutlu olmanız dileğiyle..