23 Haziran 2015 Salı

BİSİKLET VE BEN


Haftanın son gününden yorgun bir merhaba... Bu hafta işler çok yoğundu, işlerin yoğunluğu yetmezmiş gibi bir de tek başıma kaldım odada, neye yetişeceğimi şaşırdım. Ahh bir de formasyon ödevlerim vardı pazar günü teslim etmem gereken, final yerine geçecek ve hala yapamadığım... Aklımda ödevler, önümde biriken işler böyle bir hafta geçirdim anlayacağınız.

Neyse efendim, rutin şeyleri bir kenara bırakalım şimdi. Bugün benim için çok özel olan bir konudan bahsedeceğim. 

Sizinle birlikte küçüklüğümü, çocukluğumu ziyaret edeceğiz. O zamanlarda içimde ukde olarak kalmış olan, hüznünü hep içimde hissettiğim, çoğunlukla gülerek anlatsam da beni değişik bir kedere boğan bir olaydan bahsedeceğim.

Sevgili dostlar, benim hiç bisikletim olmadı. Valla bak, hiç bisikletim olmadı benim. Bisiklet sürmeyi hiçbir zaman bilemedim bu yüzden. Ailem hiç bisiklet almamış bana, ben de hiç bisiklet istememişim onlardan. 

Şu an da aynı şekilde aslında, hala kimseden bir şey isteyemem. Rica, minnet iş yaptıramam, çok çekinirim kendim için bir şeyler istemeye. Hala ailemden bile bir şeyler isteyemem mesela. Ailemle aramın iyi olmadığından değil bu, aksine düşkünümdür aileme, onlar da bana ama bu daha farklı bir şey. Fıtrat meselesi sanırım, çekiniyorum işte böyle şeylerden.

Neyse konuyu dağıtmayalım, ne diyorduk? Hah bisiklet... :)

Hani böyle bazen insanlar çocukluk dönemlerini anlatırlar ya, hani bisikletlerinin üzerinde mahalle aralarında geçmiştir çocuklukları... Ne zaman böyle bir anı duysam bir garip olurum. Bu konuyu arkadaşlarımla konuştuğumda genelde gülerek, eğlenerek anlatırım ama içten içe gerçekten üzüldüğümü yeni yeni fark ettim, düşünebiliyor musunuz?

Hatta bizim yan apartmanda oturan benimle aynı yaşlarda biz kız vardı. Dışarıya çıkar bisikletini sürerdi. O kızı ne kadar da kıskandığımı yeni yeni itiraf edebiliyorum kendime.

Peki ama neden? Neden bisikletim yoktu? İnanın bilmiyorum. Beni en çok üzen de bu heralde. Nedenini bilmemek. Çocukluğumda hiç maddi sıkıntı yaşamadık, parasal sebepler değil buna neden olan. Sanırım ailemin aklına hiç gelmemiş bu kıza bisiklet alalım diye. Dediğim gibi ben de hiç istememişim onlardan bisiklet, niye istememişsem artık. İstesene, bisiklet bisiklet diye tuttursana, ağlama krizleri geçirsene, huysuzluk etsene... Yok anam, yapmamışım hiçbirini. Öyle uzaktan uzağa bakmakla yetinmişim.

Şimdi bile hala güzelim İzmirimin güzelim sahillerinde akşam serinliğinde bisiklet süren insanları gördüğüm zaman çok fena kıskanıyorum.

Bunu niye anlattım şimdi ben? Valla ben de bilmiyorum.

Not: Bu yazıyı 19/06/2015 Cuma günü yazmışım ama yayınlamayı unutmuşum. Biraz geç oldu ama yayınladım gitti. :) 

5 yorum:

  1. Maalesef bazı şeyleri aileler düşünemiyor..Çocukta akıllı usluysa nasıl olsa istemiyor diye akıllarına gelmiyor zannımca...şunu öğretti hayat bana ağlamayana gerçekten meme yok....Sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız sanırım, bazen huysuz olmak gerekiyor...

      Sil
  2. ay birine söle öğretsin sana sürmeyi. çok kolay emin ol. izmirde güzelyalı sahilinde var ya bisiklet belediye koymuş. sürersin sahilde. hadi bunu hallet. bir geçmiş sıkıntısı yok molsun hayatımda. hadi ama nolur yap. benim için tamam mı. unutmuycan öğrencen :)

    YanıtlaSil
  3. yaşasın bisim. Hemen internet sitesinden kart başvurusu yap, başvuru ücreti olan 5 tl yi yükle. Kart gelsin. Sonra birde para yükle... Ve düşe kalka kullanmaya başla :) öyle öyle öğreneceksin eminim :)

    YanıtlaSil