29 Ağustos 2014 Cuma

YARDIM KAMPANYASI


Hayırlı cumalar herkese. Bir haftayı daha bitirmek üzereyiz. İyisiyle, kötüsüyle, hüznüyle, sevinciyle bir hafta daha bitmek üzere. :) 

Bugün bir yardım kampanyasından bahsedeceğim size. Malum okulların açılmasına çok az bir zaman kaldı. Belki bizlerin çocukları, kardeşleri heyecanla hazırlıklarını tamamladı ancak henüz buna fırsatı olmayan miniklerin olduğunu unutmamak gerek. 

Siverek / Şanlıurfa'da bir okul var, Kapıkaya İlk-Ortaokulu... 483 tane öğrencisi var bu okulun. 

Anasınıfı: 36
1.sınıf: 54
2.sınıf: 49
3. sınıf: 52
4.sınıf: 51
5.sınıf: 62
6.sınıf: 60
7.sınıf : 67
8.sınıf: 52  olmak üzere...

Ve bazı ihtiyaçları varmış oradaki kardeşlerimizin. Okulun acil ihtiyaçları;

1- Yazici 
2- Kırtasiye malzemesi (yaş grubuna uygun kitap, defter, kalem, silgi vs vs)
3- A4 kağıdı
4- Elektrikli ısıtıcı (ufo)
5- Anasınıfı için eğitici oyuncak
6- Spor malzemesi (futbol,basketbol,voleybol topları)
7- Genel temizlik malzemeleri 
8- Kışlık mont, bot ve kıyafet

İzmir' yaşayan ve 'benim de elimden bu geliyor' deyip bir kalem dahi vermek isteyen olursa hem ben hem de oradaki çocuklar minnetkâr kalacaktır... Ya da sadece sayfanızda bunu paylaşarak daha çok insana yayılmasını sağlayabilirsiniz...

Şimdiden çok çok teşekkür ederim. Bu yazının altına yorum yazarak bana ulaşabilirsiniz. 

Sevgiyle kalın...

Bu arada ufak bir not; fotoğraf bana ait değil ya da Şanlıurfa'daki okula ait değil, internetten bulduğum bir fotoğraf. :)

27 Ağustos 2014 Çarşamba

MİM - 1 (HANGİSİNİ SEÇERDİN)

Merhabaaa... Yeni blog yazmaya başlayan biri olarak dün ilk kez mimlendim ve çok mutluyum :) Zaten çocukken de anket doldurmayı çok severdim nedense onu anımsatıyor mimler bana :) Kitapları seven, pek bir şirin olan Öz'ün Kitap Tutkusu mimlemiş beni dün, hemen cevaplıyorum bende :)

26 Ağustos 2014 Salı

İÇ DÖKÜŞ - 3



Her geçen gün yeni bir şeyler fark ediyor insan hayatta ve her geçen gün bir şeylerden vazgeçiyor. Elde kalanlar mı daha değerli yoksa uçup gidenler mi sanırım hiçbir zaman emin olamayacağız. Bazen bile bile elinin tersiyle onu mutlu edecek şeyleri iter ya insan, anlamam hiç nedendir bu. Ahmaklık mı? Düşüncesizlik mi? Fevrilik mi? İnan hiç bilemiyorum ama ben zaman zaman yapıyorum bunu. Sonrasında üzülüyorum ancak gurur denen şeyden bol miktarda var sanırım bende. Meziyet olarak bahsetmiyorum bundan kötü bir şey olduğunun farkındayım. En kötü özelliklerimden biri de sanırım öfkeyle kalkıp zararla oturmam. Evet, zaman zaman yapıyorum bunu. Ama kimse mükemmel değil di mi? Kimsenin mükemmel olamamasını anlarım ama mükemmel olmadığı halde mükemmel gibi davranan insanları oldum olalı anlamamışımdır, anlayamam. Neden herkes mükemmel olmanın peşinde? Bu kadar zor mu mükemmel değilim ben demek? Bunu hiç değilse kendi kendine kabullenmek. Kimseyi kandırmaya gerek yok ama en acısı da insanın kendisini kandırması. Olmasını istediği bir hayata inandırıyor insan kendini, sonra da inandığı bu hayatta yaşadığını sanıyor ve gün geliyor gerçekler yüzüne çarpınca inanılmaz bir boşlukta hissediyor kendini. Ne kadar da meyilliyiz kendimizi kandırmaya. 

25 Ağustos 2014 Pazartesi

OKUDUKLARIM - 9

Yine sıcak bir İzmir gününden herkese selamlar. Yeni bir haftaya daha başladık, az sendromlu bol şanslı bir hafta geçirelim inşallah. :)
Bilenler bilir kitaplar benim için bir tutkudur ve okumak da asla vazgeçemediğim en sevdiğim ve en güzel alışkanlığımdır. Bugün de birkaç kitaptan bahsedeceğim sizlere. 

Son zamanlarda ünü oldukça artan, üst üste kitaplar yazan, televizyon programlarına katılan Uğur KOŞAR'ın birkaç kitabından bahsedeceğim. İlk okuduğum kitabı Allah De Ötesini Bırak idi, sonra 2 kitabını daha okudum. Uğur KOŞAR'ın ciddi fanları olduğunu da biliyorum, görseler bu yazıyı eminim bana çok kızarlardı ama şahsi fikrim kitap ve yazar hakkında hiç olumlu değil. 

22 Ağustos 2014 Cuma

İÇ DÖKÜŞ - 2



''Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. 

Işığı gördüm, korktum. 
Ağladım. 
Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim. 
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi. 
Ağladım.

Yaşamayı öğrendim. 
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu; 
aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim.
 
Zamanı öğrendim. 
Yarıştım onunla... 

Zamanla yarışılmayacağını, zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim... 

İnsanı öğrendim. 
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu... 
Sonra da her insanin içinde iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.
Sevmeyi öğrendim. 
Sonra güvenmeyi... 
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim. 
İnsan tenini öğrendim
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu.. . 
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim. 
Evreni öğrendim. 
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim.
Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini. 
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim. 
Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana... 
Gitmeyi öğrendim. 
Sonra dayanamayıp dönmeyi... 
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...
Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta... 
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım. 
Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine vardım.
Düşünmeyi öğrendim. 
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim. 
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim.
Namusun önemini öğrendim evde... 
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu; 
gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunu öğrendim. 
Gerçeği öğrendim bir gün... 
Ve gerçeğin acı olduğunu... 
“lezzet” kattığını öğrendim.
Her canlının ölümü tadacağını, ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim''

İnternette bir yerde okumuştum bu yazıyı bir süre önce. Nerede okuduğumu, kimin yazdığını hiç hatırlayamıyorum ama çok beğenip bilgisayara kaydetmişim. Bugün rastgeldim ve sizlerle paylaşmak istedim. Umarım beğenirsiniz, umarım size hitap eden bir yerleri vardır.

Çok mutlu olmanız dileğiyle..

19 Ağustos 2014 Salı

OKUDUKLARIM - 8

Merhaba, herkese musmutlu haftalar. Nasılsınız? Umarım keyfiniz yerindedir. :) Yeni bir haftaya başladık, yine iş iş iş :) Uzun bir süredir çalışmaktan başka bir şey yapmıyorum dersem yeridir. Kendimi tamamen işe vermiş durumdayım. Kendime ayırdığım her zamanı da kitap okuyarak değerlendiriyorum ve çokta güzel oluyor. Bugün de son zamanlarda okuduğum kitaplardan birini tanıtmak istiyorum size.

12 Ağustos 2014 Salı

MOMİJİ - PLU&PİA

Uzun süredir yazamıyorum aslında yazmak istediğim çok şey var, biriken çok şey var ama ne yazık ki bu sıralar hem bilgisayarımda ufak tefek sorunlar var hem de ben fazlasıyla yoğunum. Bugün biraz fırsat bulmuşken sizlerle yeni momijilerimi tanıştırmak istiyorum. :) Onlar benim göz bebeğim, son göz ağrılarım, biriciklerim. O kadar şirinler ki onlara baktıkça musmutlu oluyorum :)


2 Ağustos 2014 Cumartesi

MOMİJİ NEDİR

Momiji... Ufak tefek bebekler. Benim momijilerle tanışmam yakın bir zamanda oldu aslında. Yaklaşık 1 yıldır varlıklarından haberdarım. İnstagram'da fotoğraflarına sürekli rastlıyordum ve ne olduklarına anlam verememiştim. Araştırmaya başlayınca, fotoğrafları gördükçe çok içim ısındı benim bu küçük şirinliklere ve kendime bir tane alıverdim. :)

Benim momiji sevgim ve momijilerimden önce momijinin ne olduğundan biraz bahsetmek istiyorum.