20 Haziran 2016 Pazartesi

İLK NESİL ROTRİNG KALEM




Herkeslere merhabalar. 

Yukarıdaki kalemleri tanıyanınız var mı acaba? Evet evet, Rotring'in meşhur Tikky serisi. Zamanında kullanmış olanlar bu fotoğrafı görünce pek bi' duygulanmıştır şimdi di mi?

Ben de bir süredir Rotring Tikky serisinin ilk neslini yani yukarıdaki fotoğrafta en üstte duranı arıyorum ancak tüm arama ve taramalarıma rağmen bir türlü bulamadım. :(

Sonra dedim ki kendi kendime belki sevgili blogger arkadaşlarımdan bu güzelim kaleme denk gelen ya da elinde mevcut olup benimle paylaşmak isteyen birileri olabilir. Eğer böyle bir durum olursa beni çok çok mutlu edersiniz. 

Herkese mutlu, huzurlu, sorusuz bir hafta diliyorum. 

15 Haziran 2016 Çarşamba

GÖNDERİLMEYECEK MEKTUPLAR - 6


Kalbim o kadar yorgun ki... Ah, bi' bilebilseniz ne denli yorgunum.
 
Artık gülemediğimi fark ettiğimi biliyor musunuz? Kalbimde hep bir acı, boğazımda hep bir düğüm.

Gülememe sebebimsiniz aynı zamanda gülebildiğim tek yersiniz. Sadece sizin yanınızda -gerçekten- mutlu ve huzurlu olabiliyorum. Sadece sizin yanınızda kendimi 'tam' hissedebiliyorum. Aksi halde bünyemde oluşan hep bir eksiklik hissi...

Sanki bana hayat veren en önemli organım yokmuş gibi, sanki yaşayabilmem için gerekli olan oksijenin kimyası bozulmuş gibi, sanki kalbim kan pompalamayı unutuyormuş gibi...

Hep bir şeyler eksik.

Kalbim eksik kalıyor mesela. O kadar çok sizinle doldurmuşum ki kalbimi, siz gidince kalbim de terk ediyor beni.

Siz gidince...

Bu durumda gitmeyi bir fiil olarak düşünmemek gerek. O halde bekleyebilirdim ama ruhen gidiyorsa bir kişi ne yapılabilir? Ne yapabilirim?

'Dur' diyemem...

'Kal' diyemem...

'Gitme' diyemem...

'Git' diyemem...

Hiçbir şey diyemeyince insan derin bir sessizlik çukurunda buluyor kendini. Sonsuz bir sessizlikle kavruluyor, kabuğuna çekiliyor. Sonra...

Sonra?

Tedavisi olmayan bir hastalığa yakalanmış gibiyim. Ne bir ilacı var ne de bir şifacısı. Benliğimi kaplayan ölümcül bir hastalık gibi.