Kalbim
o kadar yorgun ki... Ah, bi' bilebilseniz ne denli yorgunum.
Artık gülemediğimi
fark ettiğimi biliyor musunuz? Kalbimde hep
bir acı, boğazımda hep bir düğüm.
Gülememe
sebebimsiniz aynı zamanda gülebildiğim tek yersiniz. Sadece
sizin yanınızda -gerçekten- mutlu ve huzurlu olabiliyorum. Sadece
sizin yanınızda kendimi 'tam' hissedebiliyorum. Aksi halde bünyemde
oluşan hep bir eksiklik hissi...
Sanki
bana hayat veren en önemli organım yokmuş gibi, sanki yaşayabilmem
için gerekli olan oksijenin kimyası bozulmuş gibi, sanki kalbim
kan pompalamayı unutuyormuş gibi...
Hep
bir şeyler eksik.
Kalbim
eksik kalıyor mesela. O kadar çok sizinle doldurmuşum ki kalbimi,
siz gidince kalbim de terk ediyor beni.
Siz
gidince...
Bu durumda gitmeyi
bir fiil olarak düşünmemek gerek. O halde bekleyebilirdim ama
ruhen gidiyorsa bir kişi ne yapılabilir? Ne yapabilirim?
'Dur'
diyemem...
'Kal'
diyemem...
'Gitme'
diyemem...
'Git'
diyemem...
Hiçbir
şey diyemeyince insan derin bir sessizlik çukurunda buluyor
kendini. Sonsuz bir sessizlikle kavruluyor, kabuğuna çekiliyor.
Sonra...
Sonra?
Tedavisi
olmayan bir hastalığa yakalanmış gibiyim. Ne bir ilacı var ne de
bir şifacısı. Benliğimi kaplayan ölümcül bir hastalık gibi.
nasılsın. neyin var. noldu yaaa. sağlık mı aşk nolduuuu.
YanıtlaSilİyiyim deepçim yaa, kurgu diyelim :) sen nasılsın?
Siliyimiş o zaman. böle kaybolmaaaa :) iyiyim. yazıyom yine aynı işte. bunun dışında da iş, benim yani çeviri ve dersler, ayrıca ev işi yemek filan bi de kitaplar diziler işte :) aynı :)
SilOh ne güzel, yoğun bir hayat :)
SilDoktor bulamadı ilacı diyorsun yani
YanıtlaSilÜmit her zaman vardır ama ;)
Sil