18 Aralık 2014 Perşembe

OKUDUKLARIM - 23 (DENİZİN ALTINDAKİ ADA)


Yine koskocaman bir haftanın çoğunu bitirdik. Saatler, günler, haftalar birbirini kovalıyor. Zaman nasıl bu kadar hızlı geçiyor şaşıp kalıyorum bazen. Umarım geçen bu günler sizleri çok çok mutlu ediyordur.

Neyse efendim, gelelim bugünkü yazımızın konusuna. En son bitirdiğim taptaze bir kitaptan bahsedelim mi bugün? Denizin Altındaki Ada...
 Kitabın Adı          : Denizin Altındaki Ada
 Kitabın Yazarı     : Isabel Allende
 Çeviri                    : İnci Kut
 Yayınevi               : Can Yayınları

 Arka Kapak Yazısı

Denizin Altındaki Ada, ünlü Şilili yazar Isabel Allende'nin ustalıkla kaleme aldığı ve gerçek olayların üstüne kurguladığı bir roman. 18. yüzyılın sonunda Saint-Domingue'de köle bir kadın olarak Zarité kendini şanslı sayabilirdi: Dokuz yaşındayken zengin bir toprak ağasına satılmıştı, ama hep evde çalışan bir hizmetkâr olarak ne şekerkamışı tarlalarındaki yorucu hayatı biliyordu, ne de şeker öğütme makinelerinin başındaki boğucu ve zahmetli çalışmayı. Doğasında bulunan iyi kalplilik, ruh gücü ve dürüstlük sayesinde, kölelerin bu zor koşullar altında hayatta kalabilmelerine yardımcı olan sırlarına ve manevi dünyalarına nüfuz edebilmiş, efendileri olan beyaz adamların kötülüklerine yakından tanık olmuştu. Ancak bu acımasız dünyanın kahramanları onun dünyasını kasıp kavuracak ve onu uzaklara savuracaktı.

Efendisi tarafından New Orleans'a götürülen Zarité, sonunda en büyük emeli olan özgürlüğe kavuşacağı yepyeni bir hayata başlıyordu. Acının ve sevginin, boyun eğmenin ve bağımsızlığın, kendi arzularının ve hayatı boyunca kendisine zorla kabul ettirilmiş olan isteklerin ötesinden dönüp de serinkanlılıkla geriye baktığında Zarité, talihin kendisine güldüğü sonucuna varacaktı.

Kitabın arka kapak yazısında da okuduğunuz gibi kitap gerçek olaylar üzerine kurgulanmış. Kitabın bu gerçeklik payı benim için kitabın daha etkileyici olmasını sağladı. 

Kurgusu gerçekten mükemmel bir kitap, anlatımı da bir o kadar güzel. Sadece bazı yerlerde olaylar çok ayrıntılı anlatmış ve ben bu bölümlerde birazcık sıkıldım, itiraf ediyorum. :)




Kitap Zarite isimli -ya da kendisine daha çok seslenilen Tete isimli- bir kölenin hayatını anlatıyor. Köle olarak hayata başlayan Tete hiçbir zaman bu kadere boyun eğmeyerek, özgürlüğünü kazanır. Tabii bu süreçte ve sonrasında da bir sürü zorluklar, acılar çekecektir.

İnsanlar arasındaki ayrımı düşündüm kitabı okurken, belki kölelik yok günümüzde ancak onunla neredeyse eş değer olabilecek kadar kötü ırkçılık var. Gün gelir de düzelir mi tamamen bilemiyorum ama insanların, dinleri, dilleri, tenleri yüzünden aşağılanmasına dayanamıyorum. Kim kimden üstün? Birilerin birilerinden üstün olmak zorunda mı?

Neyse, konuyu başka yerlere daha fazla götürmeden yazımı sonlandırsam iyi olacak...

Sonuç olarak kurgusuyla da, diliyle de -genel olarak- sevdiğim bir kitap oldu. Bir şans verebilirsiniz bence.

İyi akşamlar diliyorum hepinize...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder